Bakan Yadımcısı Sayan: Bizim En Büyük Koruyucumuz Yerli ve Milli Üretim Olacaktır
19 Mart 2019

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Erişim Sağlayıcıları Birliği'nin toplantısına katıldı.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ev sahipliğinde düzenlenen programın açılışında konuşan UAB Bakan Yardımcısı Sayan yerli ve mili üretimin önemine bir kez daha dikkat çekti.

Yaşadığımız çağın çok hızlı ilerlediğini kaydeden Sayan, internetin ortaya çıktığından bugüne geçirdiği değişimden bahsetti. Bugün geldiğimiz noktada insanlığın nerdeyse yarısının internet kullandığına dikkat çeken Sayan, "Her alanda, her ölçekte, her duvarı aşan, her boşluğu dolduran bir değişimden bahsediyoruz. Bu değişim; insanlığın üretim, tüketim, çalışma ve yönetme biçimini de kökten değiştirdi. İnternet ortamından idare edilen karanlık fabrikaların dizayn edildiği, herhangi bir aplikasyonun çok kısa bir sürede insanlığın iletişim dilini değiştirebildiği, potansiyeli sınırsız bir alan var karşımızda. Bu ortam, teknolojik değişimin ötesinde; insan faaliyetinin her aşamasına yönelen kültürel, sosyal, felsefi bir devrimi de ifade ediyor. Ancak özellikle son 5-10 yılda tanıklık ettiğimiz teknolojik gelişmeler, beraberinde riskleri de getiriyor. Dolayısıyla bu durumun sonuçlarına yönelik savunma yöntemlerinin geliştirilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Ülkelerin siber tehditlere karşı kendi siber ordularını kurduğunun altını çizen Sayan, "Uluslararası siber müttefiklik de stratejik önem kazanıyor. Tehdit algısındaki liste her gün uzuyor. Ülkeler siber operasyonların çerçevesini belirlerken, klasik kendini savunma hakkı gibi kavramlardan hareket edebiliyorlar. Tabii alanın ve kuralların nispeten flu olması, yeni prensipleri ve çizgilerin aşılmasını da ortaya çıkarıyor. Doğru yönetilemez ise, internetin zararı faydasından daha büyük olabilecektir. Bu minvalde, bizim en büyük koruyucumuz yerli ve milli üretim olacaktır. Her platformda sık sık dile getiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çerçevesini oluşturduğu 2023 vizyonuna bizi ulaştıracak olan da, yine Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başlatılan "Milli Teknoloji Hamlesi" olacaktır. Çünkü tüm detaylarına kendimizin hakim olmadığı bir teknolojinin bize hiç bir faydası yoktur. Bu yüzden yeniden altını çizmek istiyorum ki; bizi belirsizliklerden, saldırıya açık olmaktan koruyacak olan, her yerde ve her alanda yerli ve milli üretimdir" sözleriyle yerli ve milli vurgusunu yineledi.

Bakan Yardımcısı Sayan: Dünyada İttifaklar, Dostluklar Çok Çabuk Değişiyor

İnternet yönetişiminde uluslararası düzenlemelerin ortak bir algı ve karar alma yöntemiyle gelişmemesinin zafiyetleri beraberinde getirdiğine dikkat çeken Sayan, "Dünyada ittifaklar, dostlar, düşmanlar ve bunların tanımları çok sık değişiyor. Değişmeyen tek ittifak ise; kendi gücünüzle, kendi birikiminizle kurduğunuz ittifaktır. Biz Sn. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunu başarmanın mücadelesini veriyoruz. Türkiye, medeniyetimizden, kültürümüzden aldığımız ilhamla, karar verici olan, dik duran, insanlarını, mazlumları koruyan bir ülke olmak zorunda. Tarihin bize getirdiği ve bizim severek sırtlandığımız yükün adı budur. 2002'den bu yana da bu mücadele büyüyerek devam ediyor. Biz mücadelemize sarıldıkça, karşınızdakiler de daha güçlü darbeler vurmaya çalışacak. Hayatın, siyasetin, güç mücadelesinin tabiatı budur. Millî Teknoloji Hamlesi, kapsayıcı, kalıcı ve milli bir çerçevedir. Bu çerçeveyi esas alan her iş, bir vatan hizmetidir. Çocuklarımıza, gençlerimize, ecdadımıza verilmiş bir sözün yerine getirilmesidir. Bakışımız, duruşumuz budur" ifadelerini kullandı.

Bakan Yardımcısı Sayan'ın gündeminde Yeni Zelanda'da yapıyan saldırı da vardı. Terör saldırısını kınayan Sayan, sosyal ağlardaki zafiyetten bahsetti, "Hassasiyet taşımak zorundalar" dedi.

Bakan Yardımcısı Sayan: Beklenmedik Riskleri Hesaplamak Zorundayız

M2M ve IoT teknolojilerinin konuşulduğu günümüzde beklenmedik farklı riskleri hesaplamak zorunda olduğumuzu ileten Sayan, "Nesnelerin internetine karşı akıllı yazılımların ürettiği sürekli ve değişken virüsler nedeniyle, fayda getireceği düşünülen teknolojilerin bir anda insan yaşamına zarar verecek boyuta gelmesi riskine karşı da önlemler alınmak zorundayız. Bu konuya temas etmişken, bu gün sizlerle konuşmamız gereken konulardan birisi de bu yeniliklerin depolandığı veri alanlarının kişisel verilerin korunması anlamında oluşturulacak protokollerle ulusal ve uluslararası çerçevesinin nasıl oluşturulacağı, siber saldırılara karşı koyma yöntemlerine ilişkin karar alma mekanizmalarının nasıl geliştirileceğidir. Erişim Sağlayıcıları olarak büyük bir veri akışının ana omurgasını sağlayan sizlere oldukça büyük görevler düşüyor. Her biri kendi başına stratejik kurum sayılan erişim sağlayıcılarının önemi, en son 15 Temmuz işgal girişiminde yine karşımıza çıktı. TÜRKSAT’ın bombalanması, Türkcell Gebze Veri Merkezi'ne girilmesi, Ankara ve İstanbul’da Türk Telekom binalarının işgal edilmesi ve diğer operatörlere karşı yapılan eylemler, konunun önemini anlatmak için sanırım yeterli olacaktır" şeklinde konuştu.

Erişim sağlayıcılarının önemli bir alt yapı ve insan kaynağına sahip olduğunu dile getiren Sayan, "Konuya sadece teknoloji bazında değil, o teknoloji ile üretilen pozitif içeriklerin nitelik ve kalitesini arttıracak sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde de bakmak gerekiyor. İnternetteki zararlı içeriklere karşı, gençlerimize ve çocuklarımıza yönelik interneti bilinçli kullanma eğitimlerinin sürekliliğini sağlamaya çalışıyoruz. Bunu herhangi bir görev olarak değil gönüllü olarak ödenecek bir borç olarak kabul ediyoruz. Kısa bir süre önce tüm dünyanın çalkalandığı "Momo" adlı sözde oyun buna en güzel örnektir. Bizim faydalı olması açısından, eğitici ve öğretici olması açısından evlatlarımızın eline verdiğimiz telefonlar, tabletler, bir anda onları yaralayan bir silaha dönüşebiliyor. Bu konuda bilhassa ebeveynler olmak üzere toplumun tüm kesimlerine büyük görevler düştüğünü pek çok konuşmamda dile getirdim. Şüphesiz ki bu paydaşlardan birisi de erişim sağlayıcılardır. Çünkü biliyorsunuz ki "Mariam, Momo, Mavi Balina" gibi çocuklarımızın hayatını hedef tahtasına oturtan bu sözde oyunlar, linkler üzerinden yayılıyor. Bunun engellenmesi noktasında erişim sağlayıcılarına büyük görevler düşüyor" sözleriyle çağrıda bulundu.

Bakan Yardımcısı Sayan: Tüm Kurumlarımızdan İnternetteki Risklerle Mücadele Etmesini Bekliyoruz

Avrupa Birliği ülkelerindeki örneklerden de söz eden Sayan, konuşmasına şöyle devam etti: "Ülkemizde ise bu çalışmaların birçoğu sadece devlet kanalı ile gerçekleştiriliyor. BTK tarafından hayata geçirilen Güvenli İnternet Hizmeti, 2011 yılından beri evlatlarımızı sizin yerinize koruyor. Eğitim, internetin risklerine karşı farkındalık, pozitif içeriği destekleme gibi bilinçlendirme çalışmaları ülkemizde sadece belirli bir kurum veya kuruluşun sorumluluğunda olan bir hadise değildir. Birçok sivil inisiyatifin, özel sektör ve internet aktörlerinin bu konu ile ilgili hep birlikte elini taşın altına koyması gerekir. Bu nedenle, kurumlarımızın, internet aktörlerinin, sivil toplumun ve kısaca tüm paydaşların kendi yetkisi ve gücü ölçüsünde internet ortamındaki tehditlerle mücadeleye katkı sunmasını beklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum"

Bakan Yardımcısı Sayan, Erişim Sağlayıcıları Birliği'nin sadece kendisine gelen mahkeme kararlarını uygulayan bir yapıdan ziyade; yurt dışı örneklerinde olduğu gibi internetin güvenli kullanımı konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapan, proaktif bir şekilde yasadışı içeriklerle mücadele eden, bu konuda ulusal ve uluslararası işbirlikleri tesis eden bir tüzel kişilik haline dönüşmesi gerektiği çağrısıyla konuşmasını noktaladı.

Başkan Karagözoğlu: Vatandaşlarımızın İnternetin Risklerine Karşı Güvende Olmalarını Sağlamak Görevimiz

BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da bir konuşma yaptı. Dünyanın her yerine internet sayesinde kolaylıkla ulaşılabildiğini kaydeden Sayan, "İnternet, gelinen bu noktada, sunduğu sonsuz fırsat, imkân ve faydanın yanı sıra internet, birçok risk ve tehlikelerin odak noktası olmaya başlamıştır. Hızla gelişen internet teknolojileri bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan başta çocuk ve gençler olmak üzere tüm internet kullanıcılarını olumlu olduğu kadar olumsuz yönden etkileyebilecek bir mecra haline gelmiştir. Kurumumuz, İnternet ile ilgili gelişmeleri takip etmek, yeni politikalar üretmek, kullanıcıları özelikle de çocukları internetin zararlarından korumak için çalışmalar yapmakta, bu alanda yapılan çalışmaları desteklemektedir. Çocuklar ve gençler başta olmak üzere internet kullanıcılarının, internetin sunduğu olanaklardan en etkin şekilde yararlanmalarını internetin riskleri ve tehlikelerine karşı da güvende olmalarını sağlamak Kurumumuz ve siz İnternet servis sağlayıcıların esas görevleri arasındadır. Bu görevler doğrultusunda var gücümüzle hep birlikte daha çok çalışmamız gerekmektedir" şeklinde konuştu.