Bakan Yardımcısı Sayan: Bulut Bilişim İş Dünyasında Öncelikli Yerini Almıştır
12 Şubat 2019

Bulut Bilişim ve Veri dolaşımı Konferansı BTK’da düzenlendi.

Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu arasında düzenlenen programa Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyleyen Bakan Yardımcısı Sayan, “Teknolojinin günlük hayatta giderek kullanımının artması, kurumları, şirketleri ve bireyleri rutin hayatlarında tanımlayan olgulara dönüşmüştür. Özellikle büyük veri, makine öğrenmesi, derin öğrenme, hesaplama gücü, depolama kapasitesi ve bulut hizmetler gibi birçok alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. Dijitalleşen dünyada, internet bulutuna bağlı her şeyin veri üretir hale geldiği bir gerçek. Ve bu veri miktarı her geçen gün üssel olarak artıyor. Günümüzde veri son derece önemli bir kaynak durumundadır. Altın, petrol gibi finansal bir meta olarak görülmektedir. Hatta veri için günümüzün petrolü kavramını kullanmamız çok yerinde olacaktır. 1950’li yıllarda ortaya çıkan bulut bilişimin 2008 yılından beri yaygın olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Bulut bilişim, kişisel kullanımların yanı sıra artık iş dünyasının da olmazsa olmazlarından biri haline gelmiştir” dedi.

Biz farkında olmasak da bulut bilişimi kullandığımızı ifade eden Sayan, “En basitinden e-posta göndermek, internet üzerinden belge düzenlemek, film veya TV izlemek, müzik dinlemek, oyun oynamak, resimleri veya diğer dosyaları depolamak gibi işlemlerde farkında olmadan bulut bilişimden zaten faydalanıyoruz. Ancak bir zincirin boşalması gibi ani bir şekilde kullanıcıların dikkatini çektiği an ise sosyal paylaşım sitelerinin gelişimiyle olmuştur. Bunun yanında bulut bilişim; iş dünyasında maliyetleri düşürmesi, e-ticaretin gelişimine katkıda bulunması ve istihdama olan etkisi nedeniyle, büyük şirketlerin ve devlet yönetimlerinin bilgi politikaları arasında öncelikli yerini almıştır” şeklinde konuştu.

Bulut bilişimin 2022 yılına kadar Türkiye’de 130.000’den fazla kişiye istihdam sunacağını dile getiren Sayan, “Özellikle yakın zamanda adını sık sık duyacağımız; bulut bilişim uzmanlığı, büyük veri analistliği, ortak kullanılan araç şoförlüğü, sürücüsüz araç mühendisliği gibi yeni meslek dalları hayatımızın merkezine yerleşecek.  Bulut teknolojilerinin, çeşitli iş alanlarını etkisiz hale getirdiği ile ilgili yanlış bir algı var. Aksine yeni alanlar yaratıyor ve istihdama da katkı sağlıyor. Buradaki hassas nokta, iş dünyasıyla birlikte hızla ilerleyen bulut bilişime yetişmek. Bulut bilişim ile hayatımıza giren yeni meslek dalları; girişimcilik, esneklik, konuları hızlı kavrama, anlama ve sürekli öğrenmeye açık olmak gibi yeni becerileri de kazandırıyor. Takdir edersiniz ki “Külfetsiz nimet olmaz” elbette ki bu yolda birtakım zorluklarla karşılaşacağız. Bu zorluklardan en çetin olanı eğitim. Yeni ve dijital becerileri öğrenmek ve dönüşen mesleklere adapte olabilmek için mutlaka iyi bir eğitim almak şart” sözleriyle bu alanda yaşanan gelişmelere dikkat çekti.

Bakan Yardımcısı Sayan: Savaşlar Artık Teknolojiyle Yapılıyor

Çağımızın tam anlamıyla bilgi ve teknoloji çağı olduğuna değinen Sayan, “Artık günümüzde savaşlar tankla tüfekle değil bilgiyle, teknolojiyle yapılıyor. İşte bu yüzden teknolojide ilerlememiz gerektiğini her seferinde vurguluyoruz. Teknolojide ilerlerken en büyük gayemiz yerli ve milli üretim olması. Size ait olmayan, detaylarına hâkim olmadığınız bir teknolojiyle çalışmalarınızı yürütmeniz demek evinizin anahtarını bir yabancıya teslim etmek gibidir. Yani hiçbir zaman güvenliğinizden emin olamazsınız. Hiçbir teknoloji yararlanma amacı gütmeden ortaya çıkmaz. Şirketler, kurumlar bir teknolojinin yayılmasını insanların faydalanması için ister. Dijital dönüşümün gelecekte teknolojiyle bir araya gelerek neler yapabileceğini bilmek size ekonomik anlamda da büyük katma değer sağlayacaktır. Dijital dönüşüme kısa, orta ve uzun vadede yatırım yapmak bir zihniyet meselesidir. Bugün tüm dünyada Endüstri 4.0 konuşuluyor. Japonya bu yarışa toplum 5.0 kavramını ortaya atarak katıldı” dedi ve ekledi: Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise yerli ve milli hedefimize uygun bir kavram olan “Milli Teknoloji Hamlesi” ni başlattı. Nedir bunun anlamı? Yüzde yüz yerli ve milli üretim yaparak ürünlerimizi üretmek ve bunu da tüm dünyaya pazarlamak. İşte o zaman evimizin kapısını bizden başka kimse asla açamaz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde bir konuşmasında bizlerin hayat felsefesi haline getirmesi gereken şu cümleleri kurdu: “Veri üretiminden güvenliğine, savunma, sağlık, bilişim teknolojilerinden yapay zekâya kadar her alanda kendi ayaklarımızın üzerinde durmalıyız. Nasıl topraklarımıza hükmetmeden bağımsız olamazsak, teknolojiye hâkim olmadan bağımsızlığımızı sürdüremeyiz. Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke konumuna gelmedikten sonra, hedefe ulaşamayız. Eğer teknoloji çok hızlı gelişiyorsa, bizim ondan daha hızlı hareket etmemiz, daha çok çalışmamız şarttır.” İşte tam da bu yüzden her platformda yerli ve milli üretim sevdamızdan vazgeçmeyeceğiz.”

Bakan Yardımcısı Sayan: Ülke ve Millet Olarak Dünya ile Yarışacak Güçteyiz

Ülke ve millet olarak dünya ile yarışacak güce sahip olduğumuzu vurgulayan Sayan, “Özellikle yapay zekâ, makine öğrenmesi, büyük veri analitiği, robotik uygulamalar ve siber güvenlik geleceğin dünyasına yön verecek. Hal böyle iken, bu alanlarda başarılı olabilmenin ana etkeni ise özellikle 5G ve ötesi teknolojilerde üretmek ve bu alanı faydaya dönüştürebilmek olacaktır. Çünkü 5G ve ötesi teknolojiler, daha önceki ilk 4 jenerasyondan farklı olarak; robotik gibi, yapay zekâ gibi futuristik alanlara ortam ve imkân sağlayan sistemler olarak literatüre girdi. Bilgi teknolojilerinin ülkelerin gelişmesine, ekonomisine, kalkınmışlık düzeyine ve eğitim sistemlerine katkıları yadsınamaz. Dünyadaki en büyük ilk 10 ekonomiden biri olma hedefine sahip olan ülkemizin bilgi teknolojileri, bulut bilişim, büyük veri, yapay zekâ, veri dolaşımı ve haberleşme alanında mutlak surette başarılı olması gerekiyor. Bilgi teknolojisi alanındaki gelişmeler sadece bulut alanını değil, aynı zamanda büyük veriyi de etkiledi. Bulut teknolojisinden yararlanılan sistem çözümleri hızla büyüyor ve uygun fiyatlı donanımlar daha da yaygınlaşıyor” ifadelerini kulandı.

Son kullanıcı beklentisinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Bakan Yardımcısı Sayan konuşmasında, “Teknolojik gelişmeler beklentileri karşılama yolunda eksponansiyel artış gösteriyor. Bugün dünyada; 5 milyar mobil telefon, 2 milyar internet kullanıcısı ve bu kullanıcıların kullandığı cihazlarda/nesnelerde ise 66 milyar sensör, video/dijital/BT teknolojileri kullanılarak izlenen 13 milyar güvenlik olayı var. Teknoloji ile ilgili pek çok kurum ve kuruluş, bu konuya son derece önem vermekte ve çok büyük yatırımlar yapmaktadırlar. Yine yakın gelecekte, IoT vizyonuna sahip cihazların akıllı telefon vb. cihazlardan daha fazla özelliklere sahip olacağı, 2025 yılında yaklaşık büyük çoğunluğu alt yapılara ilişkin çözümlerde kullanılmak üzere 50 milyar akıllı cihazın IoT teknolojileri sayesinde haberleşeceği öngörülmektedir. Yukarıda ifade ettiğim gibi ülkemiz her alanda teknolojik ilerlemenin getirilerinden faydalanmaya devam etmektedir. Geniş bant internet abonesi sayısının 16 yılda 3 binden, 74 milyona yaklaşması, mobil telefon abone sayısının 23 milyondan 80 milyonun üzerine çıkması bu başarının göstergesidir. Bu sayede kamu elektronik devlet uygulamalarıyla özel sektörümüz de kendi alanlarında hizmetlerini, büyük ölçüde dijital hale getirmiş ve bunu başarmışlardır. Mesela bugün ülkemizde e-devlet kullanıcı sayısı 41 milyonun üzerine çıkmıştır. Fiber hatların uzunluğu 345 bin kilometreye dayanmış, abone sayısı 2.7 milyon olmuştur” verilerini paylaştı.

Bakan Yardımcısı Sayan, “Öngörülerimize göre, bulut bilişim yapay zekâ ve blockchain ile yakından ilişkili bir kavram hale geldiğinde güvenlik konusu daha çok önem kazanacak. Aynı şekilde, açık kaynak alanında yaşanan gelişmelerle birlikte, altyapı mimarilerinden iş birliklerine kadar ekosistemde çok daha fazla ortak çalışmaya şahit olacağız. Hükümet olarak bize düşen ise fırsatları önceden belirleyip şekillendirmek ve teknolojiyi geriden takip eden ülkeler yerine öncü ülkeler arasında olmak için var gücümüzle çalışmak. Paydaşlarımıza sektörün büyüklüğü, potansiyeli, diğer sektörlerle etkileşimi, fırsatları ve tehditleri gibi birçok değişken konusunda kapsamlı bir yol haritası sunmak için elimizden gelen gayreti gösteriyor, yerli ürün geliştirme ve üretimi için ARGE yatırımlarının ve çalışmalarının artırılması yönünde sektörle iç içe faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Unutmayalım ki hayali kurulmayan bir gelecek yoktur. Geleceği, hayalleri olan insanlar kurar. Ülkemizin hayallerini gerçekleştirecek insan gücü çok şükür ki var” sözleriyle konuşmasını noktaladı.