Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi BTK’da Başladı
24 Mart 2022

Türkiye Bilişim Derneği tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi’nde siber güvenlik konusu masaya yatırıldı.

Zirvenin açılışına Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan katıldı. Dijitalleşmenin etkileri hakkında konuşan Sayan, “Teknolojide yaşanan gelişmeler, ülkelerin siber güvenlik kabiliyet ve kapasitelerinin gelişmesine katkı sağlarken, siber tehditler, tüm dünyanın üstesinden gelmesi gereken ortak sorun olarak ortaya çıkıyor” dedi.

Siber güvenliğin öneminin her geçen gün daha çok anlaşıldığını belirten Sayan, “Dünyada yaşanan olaylar, toplumların siber saldırılara karşı ne kadar hassas olduğunu ve doğru bir biçimde hazırlanılmazsa bu saldırıların sonuçlarının ne kadar yıkıcı olabileceğini gözler önüne sermiş durumda. Ülkemizin Kuzeyinde yaşanan savaş öncesinde, Ukrayna’nın özellikle kamu kurumlarını ve finans sektörünü hedef alan siber saldırı dalgalarına maruz kaldığına, dünya olarak şahit olduk. Fakat şu unutulmamalıdır ki Ukrayna’da yaşanan siber saldırılar, mevcut konjonktüre özgü değil” uyarısında bulundu.

Bakan Yardımcısı Sayan: Siber Güvenlik Milli Güvenliğin Ayrılmaz Bir Parçası

Savaşların artık hava, kara, deniz ya da uzay yoluyla değil siber ortamda yapıldığına değinen Sayan, “Bakanlık ve BTK olarak biz siber güvenliği milli güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. 2020-2023 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ile belirlediğimiz hedefleri gerçekleştirme noktasında hız kesmeden çalışmalarımız devam ediyor. Değişen ortam ve gelişen teknoloji de düşünülerek hazırladığımız stratejimizde; ülkemizin kısa vadeli ihtiyaçlarının yanı sıra uzun vadede karşılaşılabilecek ihtiyaçları da dikkate alıyoruz” sözleriyle yaptıkları çalışmalardan bahsetti.

Bu anlamda USOM’un faaliyetlerine değinen Sayan, “USOM, 7/24 prensibiyle ülkemizi siber saldırılara karşı korumak için siber sınırlarımızda nöbetine aralıksız devam ediyor. Son teknoloji ile donatılmış USOM, BTK’nın operatörlerle olan işbirliği kapsamında da gerekli olan aksiyonları alıyor. Bunun yanı sıra; USOM tamamen yerli ve milli şekilde geliştirdiği yazılımlarla da siber güvenlik faaliyetlerini sürdürüyor. KASIRGA yazılımı sayesinde ülkemizde bulunan 16 milyon IP aralıksız olarak taranırken, devamında ATAMACA isimli yazılım sayesinde açıklıklar tespit edilerek gerekli işlemler yürütülüyor. Bu yazılımların yanında tehdit istihbaratı, zararlı yazılım analizi gibi konularda da AVCI, AZAD, KULE gibi yerli ve milli çözümler kullanıyoruz” sözleriyle yerli ve milli üretimin önemine bir kez daha dikkat çekti.

Sayan konuşmasını, Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu’nun sonuçlarından bahsederek noktaladı.

Başkan Karagözoğlu: Çağımızın Altını Veri

Programa çevrim içi katılan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da teknolojinin riskleri ve fırsatları hakkında konuştu. Bireyler, şirketler, kritik altyapılar ve devletlerin ciddi siber tehdit altında olduğuna dikkat çeken Karagözoğlu, “Siber güvenliğin sağlanması artık sadece teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı alanlardaki tehlikeleri bertaraf etmek için bir ihtiyaç değil. Siber güvenlik artık, sosyal ve ekonomik hayattaki bağlantılı riskler nedeniyle, Milli Güvenliğin de bir parçası ve milletlerin refahını etkileyen büyük bir faktör haline geldi. Bu nedenle bir taraftan yeni teknolojilerin hayatımızı nasıl kolaylaştıracağına, bu teknolojilerin nasıl daha erişilebilir hale getirileceğine kafa yormamız gerekiyor” dedi.

Karagözoğlu, “Biz Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak, bir yandan ülkemizdeki elektronik haberleşme sektörüne yönelik regülatif anlamda görevlerimizi yerine getirirken bir yandan da ulusal siber güvenliğin sağlanmasına yönelik faaliyetlerimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.

Veriyi çağın altını olarak nitelendiren Karagözoğlu, “Elimizdeki verinin saldırılardan korunması için teknolojik ve yasal zeminde bazı önlemlerin alınması bir tercih olmaktan daha öte bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Bilginin işlendiği/üretildiği andan, imha edildiği ana kadar olan bu süreçte yer alan tüm aktörlerin, bilgi güvenliğinin sağlanması konusunda sorumlulukları bulunduğunu hatırlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.