Programda
konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan,
yerli ve milli üretime verdikleri önem hakkında konuştu. Türkiye’nin yerli ve
milli üretime odaklanmasının önemli olduğunu dile getiren Sayan, “Bugün gelişmiş
teknolojiye sahip uluslararası toplumun saygın bir üyesi olarak, kimseye hesap
vermeden onu sadece ve sadece kendi hukuki menfaatleri çerçevesinde
kullanabilmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Bu bağlamda gerek devletimize ait kurumlar gerekse
özel firmalarımızın her alanda bağımsız teknolojik çalışmalar yapmalarının ne
denli önemli olduğunu daha önce defaten vurguladığım gibi bir kez daha
yineliyorum” dedi.
Bugün
savunma sanayiinde çok önemli bir noktada olduğumuzu vurgulayan Sayan, Türkiye’nin
yalancı dostlarını da rahatsız ediyor. Onlar rahatsız oluyorsa doğru yoldayız
demektir” dedi.
Bakan
Yardımcısı Sayan, salgın döneminde yapılan çalışmalardan da bahsetti. Bugün dijital dönüşümün bir seçim ya
da tercih değil, tamamen bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Sayan, “Teknolojide yaşanan gelişmeler, birçok sektörü
etkilemesinin yanı sıra, fiziksel gerçekliğe bir alternatif olan bambaşka
dijital bir boyutun da ortaya çıkmasına sebep oluyor. Dijital gerçeklik
uygulamaları ile birlikte artık insanlar evlerinden çıkmadan da dünyanın diğer
ucundaki bir müzeyi veya antik kenti sanal olarak gezebiliyor, şu anda olduğu gibi bir toplantıya katılabiliyor.
Ya da sevdiği macera sporlarını yaralanmadan dijital bir ortamda yapabiliyor”
şeklinde konuştu.
Bakan Yardımcısı Sayan: Artık Toplum 6.0’dan
Bahsediyoruz
Bugün artık
toplumların dijital dönüşümünün versiyonlarının konuşulduğunu belirten Sayan, “Toplum
5.0’dan sonra şimdi de Toplum 6.0’dan bahsediyoruz. Siber alan ve fiziksel
alanın yüksek seviyede entegre olduğu “süper akıllı toplum” olan Toplum 5.0’ın
getirdiği değişimleri konuşurken, artık Toplum 6.0 ile tamamen internet,
yazılım ve robotlar üzerine yapılanan insansız projelerden bahsediyoruz. Yani Toplum 6.0 ile insansız yaşam projelerinin
ön planda olacağı bir dönem yaşayacağız” ifadelerini kullandı.
Sayan, veri
konusundaki gelişmelerden de bahsetti. Dünyadaki dijital veri havuzunun yüzde
90’ının son üç yıl içinde oluştuğu bilgisini paylaşan Sayan, “Söz konusu veri
havuzunun büyük bir kısmının hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelen
sosyal medya üzerinden oluşturulduğu ortadadır. Sosyal medya şirketleri geniş
çaplı kullanıcı sayıları ile kullanıcı verilerinden yararlanarak milyarlarca
dolar gelir elde ediyor. Buna gelirlere rağmen kişilerin haklarının korunması
noktasında ihtiyaç duyulan önleyici ve koruyucu mekanizmaları geliştirmediklerini
gözlemliyoruz” diye konuştu.
“Milli
Teknoloji Hamlesi” rehberliğinde yapılan çalışmalarla yerli ve milli olma
konusunda önemli adımlar atıldığına dikkat çeken Sayan, “5G’ye
yönelik standardizasyon çalışmaları sürdürülüyor. Biz de bu çalışmaları
yakından takip ediyoruz. 6G’ye yönelik çalışmalar da ülkemizde başlamış
durumda. 6G’de artan bant ihtiyacı sonucu Terahertz dalgalarına odaklı
çalışmalar bekleniyor. Bu amaçla Japonya Ulusal Bilgi ve Haberleşme
Teknolojileri Enstitüsü ve Medipol Üniversitesi ile işbirliği sonucu Terahertz
çalıştayını gerçekleştirdik. Çalıştayda çok değerli akademisyenlerimiz, sektör
paydaşlarımız ve Japonya temsilcileri tarafından bilgi paylaşımı
gerçekleştirildi. Ayrıca çeşitli üniversitelerimiz tarafından 6G çalıştayları
gerçekleştiriliyor ve 6G konusunda yürütülen çalışmalara yönelik paylaşımlar
yapılıyor. Amacımız yeni teknolojileri yerli ve milli imkanlarla ilk uygulayan
ülkeler arasında olmak” dedi.
Başkan Karagözoğlu: Dijitalleşme Bireylerin
Hayatını Kökten Değiştiriyor
Günümüzde
dijitalleşmenin artışıyla birlikte yaşanan dönüşümlere dikkat çeken Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da mobil
altyapıların hayatımızdaki artan önemine değindi. Dijitalleşme sürecinin bireylerin ve toplumların
hayatında köklü değişimleri getirdiğini dile getiren Karagözoğlu, “Toplum
hayatında yaşanan dönüşümler, Toplum 5.0 ve Toplum 6.0 gibi kavramlar ile
tanımlanıyor. Günümüzde Toplum 5.0 olarak tanımlanan kavram aslında,
dijitalleşmenin etkisi, demografik, ekonomik ve sosyolojik yönden
değerlendirerek, insanların makine ve robotlarla ilişkisinin en verimli biçimde
sağlandığı “süper akıllı toplum” modelini öneriyor. Toplum 5.0’dan bir sonraki
aşama olan Toplum 6.0 ise insansız yaşam projesi olarak karşımıza çıkıyor ve
birçok sektörün tamamen internet, yazılım ve robotlar üzerine dönüştürüldüğü
bir dönemi ifade ediyor” ifadelerini kullandı.
Bu durumun
kamu çalışmalarına da yansıdığını söyleyen Karagözoğlu, “Ülkemizde de e-devlet
uygulamaları hızla gelişiyor, sunulan hizmetlere yenileri ekleniyor. BTK olarak
biz de bu sürece önemli katkılar sağlıyoruz. E-devlet üzerinden sunulan
hizmetlere yenilerinin eklenmesi konusunda işletmecilerimiz ile birlikte
çalışmalar yürütüyoruz. Ekim ayında yeni bir hizmetin daha e-devlet üzerinden
verilmesini sağladık. Vatandaşlarımızın, işletmeci bayi veya ofisine gitmeden
bulundukları yerden telefon, internet ve kablo TV hizmetleri için fesih
başvurularını e-devlet kapısı üzerinden sunulmasını sağladık. Temassız
işlemlerin önemli olduğu Covid19 salgını sürecinde rakamlara baktığımızda bu
hizmetten vatandaşlarımızın etkin biçimde faydalandığını ve memnun olduklarını
görüyoruz” şeklinde konuştu.
Başkan Karagözoğlu: BTK Olarak Teknolojinin
Kalbindeyiz
Karagözoğlu,
“Hiç şüphesiz mobil teknolojilerdeki son yıllarda yaşanan gelişim, dijital
dönüşüme giden yolda en önemli hızlandırıcılardan biridir. Biz de BTK olarak
teknolojik gelişmelerin kalbindeyiz. Geleceğin teknolojilerini ülkemiz
vatandaşlarına sunmak için çalışıyoruz. Gündemimizin ilk sıralarında 5G ve
ötesi teknolojiler var. 5G’yi sadece “daha fazla hız” değil, teknolojik
dönüşümün anahtarı olarak görüyoruz. Biz de 5G’ye mümkün olan en kısa süre
içerisinde yerli ve milli imkânlarla geçmek için var gücümüzle çalışıyoruz”
sözleriyle yaptıkları çalışmalara dikkat çekti.
Türkiye’nin
dijital dönüşümüne katkı sağlamak için ellerinden gelen tüm çalışmaları
yürüttüklerinin altını çizen Karagözoğlu, “BTK olarak çocuklarımızı,
gençlerimizi yazılım ve teknoloji alanında kariyer yollarında
destekliyoruz. Bakanlığımız ve BTK
olarak, Hazine Maliye Bakanlığı işbirliğinde gerçekleştirdiğimiz “1 Milyon
İstihdam” projesi kapsamında BTK Akademi kanalı ile eğitimler veriyoruz. Şu
anda BTK Akademi Online Eğitim Platformunda 562.873 kullanıcı var. Platforma
sadece yazılımcı olmak isteyen gençleri değil her yaştan her meslekten her
kesimi davet etmek istiyoruz. Yazılım da artık bir yabancı dil gibi zorunlu
hale gelecek. İlerde tüm meslekler zorunlu olarak yazılım bilmek zorunda
kalacak. Proje kapsamında hedefimiz, 2023 yılına kadar 1 milyon yeni yazılımcı
yetiştirmek” sözleriyle konuşmasını noktaladı.