7. kez düzenlenen Kamu Bilişim Festivali bilgi
ve iletişim sektörünün önemli temsilcilerini bir araya getirdi.
Bilgi ve iletişim teknolojisinin geldiği
nokta Kamu Bilişim Festivali’nde masaya yatırıldı. Sektöre dair önemli
kazanımların elde edildiği festivalde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı
Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, dijitalleşmenin kamu açısından önemine
dikkat çekti.
Dijital dönüşümlerin en dikkat çekici
olanının metaverse olduğunu söyleyen Sayan, “Bu konuda ilginç bir detayı
sizlerle paylaşmak istiyorum. İngiltere'de faaliyet gösteren GARTNER firmasının
yaptığı bir araştırmaya göre 2026 yılında insanların yaklaşık %25'i iş,
alışveriş, eğitim, sosyalleşme veya eğlence için metaverse'de günde en az bir
saat geçirecek. Bu sürecin kümülatif ilerleyeceğini düşünürsek yeni bir
dünyanın bizi hızlı bir şekilde içine alacağı artık yadsınamaz bir gerçek”
ifadelerini kullandı.
Kamu kurumlarının dijitalleşme sürecinde
topluma örnek olduğunu dile getiren Sayan, “Burada bulunan bilişim
yöneticilerimiz, kamuda dijitalleşme sürecinin adeta mimarları. Vatandaşımıza sunduğumuz
hizmetleri en kolay, en hızlı ve en güvenilir şekilde ulaştırmak için hep
birlikte çalışıyoruz. Bir yandan iş süreçlerimizi, kaynakları daha etkin ve
verimli kullanarak optimum seviyeye çıkarırken, bir yandan da ileri teknoloji
ile harmanlanmış hizmetlerimizi vatandaşımızın istifadesine sunmak için çalışıyoruz”
dedi.
Bakan
Yardımcısı Sayan: Dijital Dönüşümünü Daha da Hızlandırmak İçin Çalışıyoruz
Küreselleşen dünyanın başat aktörlerinden
biri olma hedefiyle ülkemiz elektronik haberleşme sektöründe her geçen gün daha
fazla büyüme ve gelişme yaşandığını hatırlatan Sayan, “Ülkemizin dünyanın en
büyük 10 ekonomisinden biri olma yolundaki 2023 hedefleri doğrultusunda, tüm
sektörlerin bilişim ve teknoloji devrimiyle dijitalleşmesini sağlayarak katma
değeri ve rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşturulması önem arz ediyor. Büyük sanayi
kuruluşlarımızdan küçük ve orta ölçekli işletmelerimize kadar, yazılımdan
donanıma tüm üretim altyapımızın dijital dönüşümünü daha da hızlandırmak için
çalışıyoruz. Kamu ve özel sektörümüz ülkemizin dijital dönüşüm sürecinde güçlü
bir şekilde yer alıyor. Politikalarımızı küresel zemine daha da güçlü taşımak
ve uluslararası alanda çok daha aktif şekilde yer almak için her türlü imkânı
değerlendiriyoruz” açıklamasında bulundu.
Bakanlık olarak sektör temsilcilerinin her
zaman destekçisi olduklarını dile getiren Sayan, “Gururla ifade etmek istiyorum
ki ülkemizde gerek sabit gerekse mobil ve uydu altyapıları bakımından çok büyük
yatırımlar yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl Turksat 5A ve 5B
uydularımızı uzaya gönderdik. Şimdi de yerli ve milli Turksat 6A uydumuz için
çalışmalarımız devam ediyor. Uzay vatanda kendi uydusu ile söz sahibi olan
sayılı ülkeler arasında yer alıyoruz” şeklinde konuştu. Tüm bu çalışmaları Cumhurbaşkanımızın
ortaya koyduğu Milli Teknoloji Hamlesi ışığında yaptıklarını söyleyen Sayan, 5G
ile ilgili yapılan çalışmalara da değindi.
Dünyanın geçtiği zor döneme de dikkat çeken
Sayan, “Maalesef savaşın yeryüzünden henüz yok olmadığını ve öngörülebilir bir
gelecekte de yok olmayacağını yaşayarak görüyoruz. Ülkelerin de çeşitli
konularda yaptırımlar ve tedbirlere başvurduğunu biliyoruz. Teknoloji temelli
yaptırımların da gündeme geldiğine şahit oluyoruz. Bu bize bir kez daha
gösteriyor ki güçlü ve bağımsız geleceğimizin garantisi, teknolojide bağımsız
olmak ve mümkün olduğu ölçüde yerli ve milli çözümlerimizi oluşturmak. Burada
bulunan ve bizleri takip eden herkes biliyorum ki ülkemizi teknoloji üssü
haline getirmek ve teknoloji devrimlerine öncülük etmek için çalışıyor ve büyük
çaba sarf ediyor. Çabamız ortak, azmimiz ve motivasyonumuz dünden daha da güçlü”
sözleriyle yerli ve milli vurgusu yaptı.
Başkan
Karagözoğlu: Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Kullanılmadığı Bir Alandan Söz
Etmek Neredeyse İmkânsız
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da programın açılışında konuştu. Güçlenmek
için bilgi ve iletişim teknolojilerinin gerekliliğini işaret eden Karagözoğlu, “Bilgi
ve iletişim teknolojilerinin kullanılmadığı bir alandan söz etmek neredeyse imkânsız.
Pandemi sürecinde de daha da artan ivme ile dijital hizmetler hayatımıza girdi.
Özellikle bu dönemde internet kullanımının tüm dünyada arttığını görüyoruz. Yaklaşık
8 milyar insanın yaşadığı günümüzde dünya nüfusunun %62,5’una karşılık gelen 4,95
milyar internet kullanıcısı bulunuyor” bilgisini paylaştı.
Salgının dijitalleşmedeki itici gücünü
vurgulayan Karagözoğlu, “Bununla birlikte veri kullanımı da en üst seviyelere
ulaşmıştır. Kullanıcı sayısında artış ve internette geçirilen süre ve
bağlantılı cihaz sayısındaki artış ile birlikte oluşan veri miktarı da artıyor.
2020 yılında dünyada üretilen toplam sayısal içerik (ses, TV, radyo ve yazılı
içerik) miktarı 64,2 zettabayt iken, 2025 yılına kadar bu miktarın 181
zettabayt’a ulaşacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde de yatırımlar hız kesmeden
artarak devam ediyor. Sektör büyüklüğünün 2020 yılında bir önceki yıla göre
Türk Lirası bazında %22 büyüyerek yaklaşık 189 milyar TL’ye ulaştığını
görüyoruz” dedi.
“Bilişim altyapılarına bu kadar bağımlı
olmamız, altyapımızı kime emanet ettiğimizi de iyi sorgulamamızı zorunlu hale
getiriyor” diyen Karagözolğu konuşmasında, “Bugün kullandığımız bir yazılım,
sürüm güncellemesi yapmadığında, ya da bir versiyon öncesini kurmazsanız yeni
versiyonu kurmanızı engellediğinde bir anda gündemimiz değişebiliyor, yeni
arayışlara girebiliyoruz. Bazen, dünyanın öbür ucundaki bir yazılım firmasının
ürünü, kullanılamaz hale geldiğinde çaresiz bir şekilde başka alternatifleri
aramaya yönelebiliyoruz. Bu olumsuzlukların üstesinden gelebilmemizin en etkin
yolu da bireysel ya da kurumsal olarak kullandığımız ürünlerin muhataplarına en
hızlı şekilde ulaşmaktan geçiyor. Bu da ancak ülkemizdeki yerli ve milli ürün
ekosisteminin geliştirilmesine bağlı” sözlerine yer verdi.
Başkan
Karagözoğlu: Milli Haberleşme Ürünü Tanımını Sektörün Literatürüne Kazandırdık
BTK olarak düzenlemeler ile milli haberleşme ürünü tanımını sektörün literatürüne kazandırdıklarının altını çizen Karagözoğlu, “Böylece sektörümüzde yerli ve milli ürün bilincinin daha da gelişmesine yönelik önemli bir adım atılmış oldu. Diğer taraftan, sektörümüzde tedarikçi bağımlığının kaldırılması, arz güvenliğinin sağlanması ve piyasada daha adil bir rekabet ortamının oluşması için bir tedarikçiden yapılan alımlarda %50 üst sınırı getirdik. Ülkemizde Ar-Ge harcamalarına baktığımızda, 2020 yılında 54 milyar 957 milyon TL olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bu noktada Ar-Ge projelerinin niteliği de büyük bir önem arz ediyor. İşletmecilerimizin Ar-Ge merkezleri tarafından yürüttükleri projelerde, dikey endüstrilerde yerli malı belgeli veya milli haberleşme ürün ekosisteminin geliştirilmesine yönelik ülkemizin hedef ve stratejilerine uygun olma şartını da getirdik. Bu karar ile, sektörümüzdeki, Ar-Ge projelerinin tüm sektörler için dijitalleşme yolunda ihtiyaçlara yönelik çözüm odaklı olunmasını amaçladık” bilgisini paylaştı.